Durugörü Nedir? - Güneş'e Yaziyorum

Yazılar

9 Ağu 2019

Durugörü Nedir?

durugörü ile ilgili görsel sonucu

Durugörü Nedir ?

Durugörü, kısa ve öz tanımı ile beş duyu organımız dışında algıladığımız(ses, görüntü, tat ve koku) hislerdir. Bir diğer bakış ile ruhsal duyu organlarınıdır. Günümüz de insanlar daha çok buna his veya 6.his diye tanımlarda bulunmaktadır. DDA anlamı ise duyu dışı algıma kısaltılmış halidir. En çok karıştırılan konu ise; zihinsel ve ruhsal görülerdir.
Beynimiz çok mükemmeldir yapıya sahiptir. Geçmişte(anı) algıladığı bir çok hissi tekrar hatırlayabilir ve aynı kalıtsal tepkiyi gösterebilir.

Örnek : Ağzımıza bir anda çikolata tadı gelmesi, eve girince evde bulunmayan bir yemek kokusu... Beynimiz istemsizce ihtiyaç duyduğu veya canımızın çektiği hisleri geri getirebilir. Bunun için size farklı bir teknik sunacağım;

*** Odaklanın ve konsantrasyon dengeleyin, en çok sevdiğiniz çikolatayı aklınıza getirin ve onu zihninizde canlandırın(imgeleme). Şimdi onu yerken aldığınız tüm zevk ve hissleri hatırlayın. Göreceksiniz ki siz bunu yapmaya devam ederken kısa bir süre içinde ağzınıza tad gelecektir. İşte bu hissetiğiniz görü zihinsel görüdür.

Zihinsel görü, ruhsal görüyüde tetikler. ( zaman ve cisim değişmeksizin bazı nesne veya herhangi 5 duyu organımızla algıladığımız şeylerden meydana gelen tetikleyici frekans dalgalanması.) ( ileri ki yazılarıda bahsedilecektir)

Zihinsel görü geçmiş odaklıdır ve geçmiş üzerine çalışır. Ruhsal görü ise gelecek odaklıdır ama hem gelecek hem geçmiş üzerinden çalışabilir.

Bireysel olarak 5 duyumuzla zamanında algılamadığımız tüm hislerin daha sonra açığa çıkmasına zihinseldir bunun hariçinde algılamadığımız tüm yeni algılar ruhsaldır.

5 duyu organımızla geçmişten bugüne hissetmiş olduğumuz tüm algılar bundan sonra meydana gelen 5 duyu organımızla algılamadığımız ama buna yansıyan içsel etkiye zihinsel görü diyebiliriz.

Zihinsel görü ile neler yapılır; geçmiş hatıraları hatırlama, reankarnasyon hatırlarını açığa çıkarma, kozmik bilinç üzerine görü alma veya bilgi alma, geçmişte ziyaret ettiğimiz olay ve yerleri tekrar ziyaret edebilme gibi birçok seçenek mevcuttur.

*** Geçmişi hatıraları hatırlama: Öncelikle gözlerinizi kapatınız. Zihninizde imgeleyerek bir zaman çizelgesi çiziniz. Şimdi hatırlamak istediğini anı veya olayı tam çizelgenin ortasın işaretleyiniz ve soru işareti koyunuz.

Daha sonra bu çizelgeye eklemeniz gerek noktalarda vardır. Yaşadığınız o olaydan(?) önce yaşadığınız ama hatırladığınız bir yakın bir anıyı gözünüzde canlandırın ve devam ettirin. İleriye doğru kafanızda anı kayıtları sarmaya başlayın ve gördüklerinizi sesli bir şekilde anlatın. Aynı işlemi geçmişten geleceğe yapın ve hedefiniz olan anıyı hem önceden hem sonrasında daralmış olacak ve hatırlayacaksınız. (Geçmişten geleceğe sarmak daha etkili bir yöntemdir.)

Ruhsal görü, beş duyu organımızla geçmişte algılamadığımız ama gelecekte beş duyu organımızla algıladığımız görüntülerdir.

Ruhsal görüler içerisinde bulunan alanlar ise ; Duruişiti, Durusezi, Durubilir, Durugörür

Duruişiti: Kulağımıza gelen uğulutu ve sesdir.
** Bunun için birçok teknik vardır. Bunlardan birisi ise, kendinize rahat bir pozisyona alın( dışarıda olmanız tavsiye edilir.) Biraz zihninizi boşaltın ve çok yavaş ve sakin şekilde nefes alın. Bedeniniz giderek ağırlaşacaktır. Etrafınızdaki sesleri dinleyin. Aynı belgesellerde gördüğünüz hayvanların en ufak bir ses duyduğunda kulaklarını dikmesi gibi. Keskin ve detayla dinleyin etrafınızı. Daha derne girin ve sesleri kısın zihninizde ve odaklanın istediğiniz insana duymak istediğiniz insana odaklanın zihninizde ve kulağınıza gelen sesleri not alın.

Durusezi: 6. His veya içime doğdu dediğimiz olaylara denir. Durubilir: Dokunsal olarak cisimleri veya eşyaları hissetmek Durugörür: Görüntüleri zihnimizde flaşbek gibi görmektir.

Durugörü’nün Sınıflandırılması 


Durugörü çalışmalarını yürüten ve bu alanla ilgili incelemelerde bulunan parapsikologlar durugörü’yü algının özelliğine göre çeşitli sınıflara ayırmışlardır. Bunları şu şekilde sıralayabiliriz.
- Lusidite
- Prekognitif
- Alteroskopi
- Teleoptik
- Kritoskopi

***Lusidite – Gizligörü: Gözler kapalı olduğu halde görmenin gerçekleşmesidir. Tüm görüler net olmayabilir. Görme ruhsal algı ile gerçekleşir.

***Prekognitif, Postkognitif – Zaman Ötesi Durugörü Nedir?: Algılamanın bilinen zaman kavramı aşılarak gerçekleşmesidir. Hem geçmiş hem de gelecek zamanla ilgili algılamadır.

***Alteroskopi, Alloskopi, Otoskopi – Tıbbi Durugörü Nedir?: Sınıflandırma tek bir alanda yapılmadığından genel olarak “tıbbi” ifadesini kullandım. Daha çok ruhsal şifacılar tarafından teşhis konulabilmesi için iç organların, iskelet sisteminin ve auranın incelenmesine dayalı durugörü tekniğidir. Tespit edilen rahatsızlıklar ruhsal enerji ile uzaktan veya yakından tedavi edilmeye çalışılır.

***Teleoptik – Uzakgörüş: Gezici durugörü olarak ta adlandırılır. Duyu organlarının algı eşiği dışında kalan mesafelerin algılanmasıdır.

***Kritoskopi – Madde Ötesi Görüş: Maddesel engellerin aşılarak görüş sağlanmasıdır. Duvarların, yapıların, canlı veya cansız katı cisimlerin görüş engellerinin kaldırılarak görülebilmesidir. Görüş ifadesi, duyuş ve algılayış olarak ta genişletilebilir.

Durugörü’de Algı Merkezi 

Durugörü ile yapılan algılarda algı işlevini gören merkez “üçüncü göz” olarak isimlendirilen 6. çakradır. Alnın ortasında bulunan bu ruhsal algı merkezinin bedenimizdeki uzantısı ise “pineal gland” olarak ifade edilen “epifiz bezi“dir.

Bu merkezin bedenin işleyiş sistemine göre aktivitesinin en yoğun olduğu zaman dilimi, epifiz bezinin salgıladığı melatonin ve dmt hormonlarının en yüksek oranda salgılandığı 03:00 civarlarıdır.

Durugörü Algısının Gerçekleşmesi 

Doğal durumda ışığın azalması veya tümüyle kesilmesi sonrası, epifiz bezi tarafından salgılanan melatonin hormonu ile uyku süreci başlatılır. Ağır uyku evresi ile birlikte salgılanan DMT miktarı artarak ruhsal algı seviyesi en üst noktasına ulaşır. Bu evrede bizim günlük yaşantımızda “daha önce bu anı yaşamıştım, daha önce seni görmüştüm” dediğimiz ruhsal görüler yaşanır. Durugörü algısında zaman ve mekan kavramları olmadığı için rüyalarla karışık farklı ruhsal görüler gerçekleşir. Doğal süreçte belli zaman dilimlerinde yaşanan bu ruhsal görüler, doğuştan bu yeteneğe sahip insanlarda günün herhangi bir saatinde gerçekleşebilir. Algının gerçekleşmesi için gereken süreç yeteneğe sahip olanlarda uyku evresi olmadan gerçekleşebilir. Durugörü yeteneğini geliştirenler 6. çakra olarak isimlendirilen bölge üzerine yoğunlaşarak bu süreci gerçekleştirirler.

Durugörü Yeteneği ve Geliştirilmesi 

Büyük Alman şairi Goethe yıllar sonra olacak bir olayı durugörü yoluyla görmüştü. Olayı şöyle anlatıyor: «Atın üzerinde Drusenheim’a doğru patikada gidiyordum. Birden bana çok tuhaf bir hal oldu. Kendimi, ömrümde hiç giymediğim garip giysiler, gene bir at üstünde olarak ve aynı patikada bana doğru geliyor şeklinde görüyordum. Bu manzaradan kendimi kurtarma ya çalışır çalışmaz şekil kayboldu. «Tam sekiz yıl sonra kendimi, o vizyonda gördüğüm gibi aynı giysilerin içinde ve aynı patikada buldum.» Burada söz konusu olan, ileride olacak bir olayı aynen görmedir. Ve bu olay bir durugörü örneğidir.


Durugörü Yeteneğini Elde Etme Çalışmaları ;


****** Gözden gelecek uyaranlardan tamamen uzaklaşmak için biraz loş veya hafif mavi ışıkla aydınlatılmış sessiz, gürültüsüz bir oda tercih edilmeli, orada fazla hareket etmeden, rahat bir pozisyonda oturulmalıdır. Zihnen ve bedenen çok yorgun olunduğu zaman, yapılacak deneylerden iyi sonuçlar almak imkansızdır. Hele deneylere yeni başlayanlar, en dinç ve dinlenmiş zamanlarım seç melidirler. Zaman için, genellikle öğleden sonra saat 17.00 ile 21.00 arası en uygundur. Bu saatlerde ruhsal açıdan daha verimli olacaktır. ( sabah gün doğumu veya gün batımı çok uygundur.) Deneye başlarken midenin çok dolu olmaması ve çok boş da olmaması lazımdır. Sonucu almak için telaş, sabırsızlık, acelecilik kesinlikle doğru değildir. Tam bir huzur ve sükun, içinde, güvenle, ümitle deneylere başlamalı, sabırla, sonuçları beklenmelidir. Her gün deney yapmak, düzenle aynı saatte deneye oturmak yararlıdır. Fakat uzun zaman deneye devam edip yorgun düşünceye kadar uğraşmak hiç doğru değildir. Yorgun düştükçe alıcılık yeteneği azalır. Deney sırasında, zihni meşgul eden her türlü düşünceyi kovup, ümitle göreceğimiz şeyin ne olduğunu araştırmak ve bunun zihinde doğmasını beklemek gerekir. Zihinde ya görmek istediğimiz şekil doğrudan belirir yâ da o şekle ilişkin bir duygu veya anlam zihnimiz de canlanıverir. Eğer, birkaç şekil birden geliyorsa, biraz bekleyip bunlardan birinin kuvvetlenmesini istemek gerekir.
Sözkonusu bu şartlarda, rahat bir koltuğa ve sandalyeye veya divana, bedeni yormayacak bir şekilde oturmalıdır. Önünüzdeki telepati kartlarının yüzleri aşağı gelmek üzere konmalıdır. Daha önce bu şekillere bakılmadan paket iyice karıştırılmalıdır. Sonra elinizi en üstteki kâğıda hafifçe koyarak tesirleri almaya, yani en üst teki kartın ne olduğunu bilmeye çalışmalısınız. Aklınıza gelen şekil üzerinde fazla tereddüt etmeden ne olduğunu bir kâğıda sırayla yazmalısınız. Doğru mu, yanlış mı diye kontrol etmeden en üstteki kâğıdı paketten çekip yüzü yere gelmek üzere koyunuz. Sonra çekeceğiniz kâğıtları da sıra ile bunun üzerine koyunuz. 25 kartın da çekilip üst üste konması ve böylece sıra ile tahmin ettiğimiz şekillerin yazılması bittikten sonra, sıra ile kontrollere başlanacaktır. Kontroller bittikten sonra doğru olarak bilinen kartların sayısı sayılır.

Bilindiği gibi Zener Kartları 5 tür şekilden oluşan 25 lik bir desteden ibarettir. Yani 5 tane kare, 5 tane yıldız, 5 tane daire, 5 tane artı işareti ve 5 tane de dalgalı hat vardır. Buna göre doğru tahmin etme sayısı 5 den aşağı olursa bir kıymet ifade etmez, en aşağı 5 den yukarı olmalıdır. Yukarıda anlatılan şartlarda sabırla çalışmalara devam edersek ve kuşkusuz durugörü yeteneğimiz de varsa, mutlaka başarılarımız artacaktır. Şunu da belirtmek gerekir ki, bu yetenek az çok herkesde vardır. Bazı kişilerde ise çok fazladır. Özellikle hassas kimselerde, rüyaları genellikle gerçekleşenlerde bu yetenek doğal olarak fazladır. ( Zener Kart olamayan kişiler için iskambil, tarot, oyun kartları vb. desteler kullanılabilir. Yukarıda değerlendirme şeklide destedeki eşleme durumana göre hazırlanabilir. )


Parapsikoloji’de durugörü, normal duyuların sınırı dışında kalan, geçmiş zamana ve şimdiki zamana ait fizik objelerin paranormal algılanışı olarak tanımlanır. Ancak, spiritürlizm de durugörü, görsel duyunun bir uzantısı ile edinilerek daha ziyade rehberlerin yardımıyla ve daima, hepimize bahşedilmiş olan psişik mekanizma sayesinde gerçekleşen ’duru görme’dir. Spiritüelizmde durugörü iki şekilde deneyimlenir : 'Objektif ve ’Sübjektif ya da 'Sezgisel'. Objektif Durugörü, psişik, bir ruhsal varlığı (ya da objeyi) sanki fiziki olarak mevcutmuş gibi görmesine denir. Yani, aynen üç boyutlu fizik dünyadaki normal bir insanı gördüğü şekilde görecektir. Ruhsal ziyaretçi ayakta duruyor ya da her bakımdan canlı gibi görünerek bir koltukta oturuyor olabilir. Bu sebepten de sanki gözlerle görünüyormuş gibi bir izlenim uyandırır.

Çoğu kez, bu vizyon uzun sürmez; sönüp kaybolmadan önce belki de bir ya da iki saniye geçer. Kuşkusuz, ziyaretçi, fiziki olmadığı için de gözlerle algılanabilmesi için gerekli olan ışığı yansıtamaz. Böylece, sanki psişiğin, bu vizyonu gözleri ile görmesi gibi bir durum söz konusu gibiyse de gerçekte böyle olmaz. Yine de, ruhsal âlem (spatyom) ile madde âlemi arasın daki bağıntıyı da dikkate almamız gerekir.

Objektif Durugörü az rastlanır bir yetenek olmasının yanısıra, Sübjektif (Sezgisel) Durugörü ile bir ara da görülür. Durugörü kanalıyla genel olarak algılanan vizyon türü sübjektif vizyondur. Sübjektif Durugörü, ruhsal bir varlığa ya da objeye ait bir düşünce resminin, irtibat halinde olan bir psişik insanın zihin aynasına ve dolayısıyla şuuruna psişiğin ruhsal zihni vasıtasıyla ak tarılmasına denir. Sübjektif vizyon medyumun hafızasında gelmeyip, ruhsal bir kaynaktan projekte edilir. Herhangi bir resmi, örneğin bir çehreyi, bizim bir fotoğrafı bir sahne üzerine projekte ettiğimiz gibi, zihin aynasına projekte etmek, ruhsal varlıkların kudretleri dahilindedir. Projekte edilen çehrenin tanınması için; 'canlı' gibi ve tam olması ayrıca fizik yaşam sırasında sahip olunan özellikleri taşıması gereklidir. Bu vizyonlar, is istisnası öylesine nettir ki, medyum böylece, vizyon kimin için gönderilmişse o şahsa apaçık bir tanımlama, yapabilir. 

Durugörü medyumluğunun bağlı olduğu beden enerji merkezi, iki kaşın arasında yer alan 'üçüncü göz’ dür 'ajna'. Bedenin yedi enerji merkezinin (bu enerji merkezlerine ’çakra’ adı verilir) 6. olan 'üçüncü göz’ün hipofiz bezi ile ve beyin epifizi ile bağlantılı olduğu kabul edilir. Eğitildiği ve doğru bir şekil de kullanıldığı takdirde, daha kolayca gözlemlenebilmeleri amacıyla, psişik görüntüleri netleştirir, büyütür ya da küçültür. Bu merkezin geliştirilmesi için kişi kendi üzerinde sıkı bir disiplin uygulamalıdır. 

1 yorum:

  1. Bu çok ilginç. Her zaman tanımadığım insanları görüp duruyorum. Bu insanlar kim, neden ben görüyorum, ne işime yarayacak onları görmem bilmiyorum. Rahatsız edici değil ama tuhaf. Bugün bir adam gördüm ve tam olarak gözlerimin içine bakıyordu. Başka bir mekandaydı ama sanki o da beni görüyordu. Deliriyor muyum yoksa dediğiniz gibi görü mü bunlar anlamadım.

    YanıtlaSil